Bozkurt Kuruç emekli oldu
 
Sanatçı Bozkurt Kuruç, sahnede geçen 40 yıl sonunda devlet tiyatroları genel müdürlüğü’nden emekli oldu
 
22 Ocak — En son oynadığı “Kafesten Bir Kuş Uçtu” oyunundaki rolüyle tiyatroseverlerin gönlünde taht kuran Bozkurt Kuruç, sahnede “oyuncu, rejisör ve yönetici” olarak geçen 40 yıl 10 aydan sonra, Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürlüğü’nden emekli oldu. Emekliliğine rağmen Ankara Devlet Tiyatrosu’nda “Tacir” adlı oyunun rejisörlüğünü üstlenen Kuruç, “65 yaş sınırından emekli oldum ama sanat hayatımdan emekli olmadım” dedi.
 

“Gönlüm istiyor ki, bundan böyle bu kurum tekrar yasasında bulunan devlet tiyatrosunun amacına uygun yaygınlaşsın, yerleşsin ve gelişsin”
BOZKURT KURUÇ
Sanatçı

 

Bozkurt Kuruç, devlet tiyatrolarında adını ilk kez, 1960 yılında rol aldığı “Midas’ın Kulakları” adlı oyunla duyurdu. Sahnede geçen 40 yılda, 100’den fazla oyunda rol alan Kuruç, en çok, 1961 yılında Macide Tanır’la birlikte oynadıkları “Hortlaklar” adlı oyundaki rolünü seviyor.
       
SANATIMIZI ÖZGÜRCE İCRA EDİYORDUK
       

Sanatçılık döneminin çoğunluğunun, tiyatronun büyük ustalarından Cüneyt Gökçer’in genel müdürlüğü döneminde geçtiğini anlatan Kuruç, Gökçer’in, o dönemde Devlet Tiyatroları’nın tüzel kişiliğini ve sanatsal yapısını mükemmel şekilde koruduğunu söyledi. “O dönemde hem repertuvar özgürce belirleniyordu hem de biz sanatımızı özgürce icra edebiliyorduk” diyen Kuruç, bunun sonucunda da Devlet Tiyatroları’nın gündemde hep birinci sırada yer aldığını anlattı. Kuruç, o dönemde antik oyunlardan, günün en çağdaş oyunlarına kadar çeşitli eserlerin yer aldığı çok zengin bir repertuvar bulunduğuna işaret etti. Bu dönemde yurtdışında da önemli faaliyetleri olduğunu anlatan Kuruç, bu sayede San Francisco’dan Pekin’e kadar birçok ülkedeki sanat kurumlarını görme fırsatı bulduğunu ifade etti.
       
10 YIL GENEL MÜDÜRLÜK YAPTI
       
       
Sanatçı Kuruç, 1987 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü’ne atandı; 1 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra da Devlet Opera Bale Genel Müdürü olarak Ankara’ya döndü. Bu görevde 1 yıl çalıştıktan sonra 1988 yılında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevine getirilen Kuruç, bu dönemde hem oyuncu, hem rejisör hem de yönetici olarak görev yaptı. DT genel müdürlüğü döneminde bazı değerler ışığında görev yaptığını belirten Kuruç, Devlet Tiyatrosu’nun Yasası’nda birinci görev olarak verilen “Devlet Tiyatroları’nın Türkiye çapında yaygınlaşması, yerleşmesi ve geliştirilmesi” hedeflerine ulaşmaya çalıştığını vurguladı.
       Kuruç, bu hedefler çerçevesinde ilk olarak Cüneyt Gökçer döneminde başlamış olan Adana Devlet Tiyatrosu’nu açtıklarını, bunu Diyarbakır, Trabzon, Antalya, Van, Erzurum, Sivas ve Konya devlet tiyatrolarının izlediğini anlattı. Kuruç ayrıca, bu dönemde Ankara’daki sahne sayısını 6’dan 9’a, İzmir’deki sahne sayısını 1’den 4’e, Bursa’daki sahne sayısını 2’den üçe, İstanbul’daki sahne sayısını ise üçten 5’e çıkardıklarını belirtti. Hedefinin 16 ilde tiyatro perdelerini açmak olduğunu ifade eden Kuruç, Samsun, Kayseri, Çorum ve Hatay’da da devlet tiyatrosu açmayı planladığını, ancak 1998 yılında görevden alındığını söyledi.

Devlet Tiyatroları’ndaki yöneticilik döneminde konuya her zaman sosyolojik kültürel ortam açısında baktığını anlatan Kuruç, devlete vergi veren her kesimin, devletin kültürel olanaklarından yararlanması gerektiğini, bu amaçla da tiyatronun daha fazla ilde örgütlenmesini savunduğunu söyledi. Kuruç, bunun okullardan yetişmekte olan genç sanatçılara istihdam olanağı sağlayacağına işaret etti. Kuruç, “Gönlüm istiyor ki, bundan böyle bu kurum tekrar yasasında bulunan devlet tiyatrosunun amacına uygun yaygınlaşsın, yerleşsin ve gelişsin” diye konuştu.
       
KURUMUN GERÇEK SAHİBİ SANATÇI
       
       Devlet tiyatrolarının bugün genç ve olgun bir sanatçı kadrosuna sahip olduğunu belirten Bozkurt Kuruç, siyasal anlamda şartların değişebileceğini, ancak kurumun gerçek sahiplerinin sanatçılar olduğunu vurgulayarak, “Onlar, her zaman kamuya kendi değerlerini yansıtırlar” dedi. Tiyatroda sergilenen eserlerin de büyük önemi olduğuna işaret eden Kuruç, tiyatro sanatında repertuvar düzenlenirken, kağıdın üzerine yazılan eser listesinin hiçbir şey ifade etmediğini belirtti. Kuruç, bu listenin doğru rejisör ve doğru oyuncularla sahnelenmesinin çok önemli olduğuna işaret ederek, “Çünkü tiyatro eseri, sonuçta bir prodüksiyondur. Dolayısıyla nasıl sahneye konulduğu, nasıl oynandığı esastır. Zaten seyirci de onu beğenir. İşte o zaman tiyatro vardır” dedi.
       Bir sanat kurumunun en önemli unsurunun, rejisörler olduğunu vurgulayan Kuruç, “Onlara bir piyes, bir ekip teslim edersiniz. Orada yanlışlık olursa tiyatroda yanlışlık olur demektir” diye konuştu. Kuruç, çok fazla oyun sahnelemenin tiyatronun başarısını ortaya koymadığına dikkati çekerek, “Çok oyun başarı değildir. Başarı, kaliteli prodüksiyondadır” dedi.

  “O dönemde hem repertuvar özgürce belirleniyordu hem de biz sanatımızı özgürce icra edebiliyorduk”
BOZKURT KURUÇ
Sanatçı