Caligula yeniden sahnede
 
Albert Camus’un eskimeyen oyunu AKM, Büyük salonu’nda İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahneleniyor.
   
6 Şubat— Tamer Levent’in yönettiği oyun, 55 yıldır bazı konularda hiçbir şeyin değişmediğini ortaya koyuyor. Oyunda amaçlanan, daha güzel bir dünya isteniyorsa, insanın, toplumun önce kendisiyle yüzleşmesi gerektiği fikrini aktarmak.
  Devlet Tiyatrolarında bir yeni oyun.. Albert Camus’nün Caligula adlı eseri sezon bitimine kadar İstanbul’lu seyircilerin karşısında..
       Devlet Tiyatroları seyircisizlik sorunuyla yanıp tutuşan çok sayıda tiyatro topluluğuna nispet yaparcasına yüzde yüze varan doluluk oranlarını yakalamış durumda.. Bu başarıyı kurumun tüm oyunları için genellemek kuşkusuz hatalı bir yaklaşım olacaktır. Yine de şimdi söz edeceğimiz oyun Atatürk Kültür Merkezi- Büyük Salonu seyirci akınına uğratan ve bunu sürdürecek başarılı yapımlardan biri: Caligula.
       Caligula, yorumu, oyunculuk performansı ve sahne tasarımıyla yazarı Albert Camus’nün dehasını bir kez daha ortaya koyan, izlemeye değer bir yapım..
       Oyun, TOBAV Genel Başkanı ve Devlet Tiyatroları Yönetmenlerinden Tamer Levent
       tarafından yönetilmiş.

       
       
55 YILDIR DEĞİŞEN BİRŞEY YOK
       
 
     İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun repertuarına kattığı eser 1945 yılında yazılmış. 2001 yılının Ocak ayında izlediğimiz oyunu izlerken içimizden geçenlerse durumun vehametini bir kez daha ortaya koyuyor. Yazılışının bu yana 55 yıl geçmiş olsa da Camus’nün kaleminden insanlığa aktarılan konuda herhangi bir değişim kaydedilmemiş. Toplumsal yaşamımızda, dünya koşullarında -ne yazık ki- çok şey değişmediğinden olsa gerek, Caligula adlı oyun yeniden sahnelerde..
       Eser oldukça etkileyici diyalogları içeren keskin bir dile sahip.. Oyunun baş kişisi Caligula ile Hazine Sorumlusu arasında geçen konuşma, günümüz insanına hangi çağrıyı yönelttiğini açıkça ortaya koyar gibi.. Konuşma şöyle gelişiyor. Hazine sorumlusu, kamu yönetimiyle hiç ilgilenmeyen, şiirler yazan Caligula’ya çıkışıyor sonunda: “Devlet hazinesi tamtakırken, siz
       oturmuş Ay’a bakıyorsunuz.” Caligula yanıtlıyor: “ İyi ama, ikisi birden önemli olamaz , ya Ay ya hazine. ” (!) Bu konuşmanın ortaya koyduğu varolmak mı sahip olmak mı denklemi Caligula’nın kendi iç hesaplaşmasıyla sürüp gidiyor.

       
       
KENDİ CALİGULA’NIZI KEŞFEDİN!
     
 Yönetmen Tamer Levent, baş kahramanın kendi yaşamına malolan bu iç hesaplaşması yoluyla seyirciyi, Caligula’nın yaptığına benzer bir özeleştiriye sürüklüyor.. Ve sahnede kullandığı kocaman aynaların eserin sahnelenişinde büyük önem taşıdığını söylüyor. “Aynalar oyunumuzun önemli bir unsuru. İnsanların kendileriyle ve başkalarıyla yüzleşmesini simgeliyor. Eğer bir toplumun demokrasi ile yönetilmesi isteniyorsa, o toplumun önce kendiyle yüzleşmeyi, özeleştiri yapması gerektiğini simgeliyor..”
       Tamer Levent’in yorumuyla güncelleşen söylem, oyunun müziklerinede yansımış. Öyle ki oyun boyunca Depp Purple’den, Fejat’a, Claudia Nickel’den Debussy’a kadar çok sayıda sanatçı ve topluluğa yer verilmiş.

       
       
KÜNYE
       
Yazan: albert Camus
       Çeviren: Bertan Onaran
       Yöneten: Tamaer Levent
       Dekor: Nurettin Özkönü
       Kostüm: Serpil Tezcan
       Işık: Yakup Çartık
       Oyuncular: Celal K. Kınoğlu / Erdoğan Ersever / Şerif Sezer / Zafer Algöz / Atilla Şendil / Macit Sonkan / Seda Yıldız / Orhan Tetikcan / Edward Aris / Bora Özkula / Fikret Urucu / Zeynep Aksoy