........................................................Ne tür bir gizem bu?
...................................Pek mantıkla açıklanabilecek türden bir
ilişki değil. Oyunu okuduğum andan itibaren 'Ben bunu
oynamalıyım' dedim. Tekste karşı bir sevgi ve tutku oluştu.
Ama nedenlerini kendime açıkayamıyorum. Yorumlarken de çok
fazla kafamı işin içine sokmamaya çalıştım. Daha çok
sezgilerim, içgüdülerimle gitmek istedim
üzerine. Herkes kendi bakış açısıyla, o güne kadar
yaşadığı deneyimlere ve birikimlerine göre değişik
yorumlayabilir; açık uçlu bir oyun olacak. O yüzden de
seyirciyi koşullandırmak istemiyorum.
Oyuncunun kendisini, oyuncuyu, oynamasının bir takım
tuzakları var mı?
Buradaki oyuncunun bana çok yakın yönleri olduğu kadar çok
uzak noktaları da var. Zaman zaman çelişiyor zaman zaman
benzeşiyoruz. Aslında yapmak istediğim şey hem yazarın
yazdığı biçimiyle onun özgün kişiliğini ortaya
çıkarmak, hem de kendimi rolün içine katıp yorumlamak.
Aslında bu her rolde böyle. Kendinle örtüşen ya da zıt
yanlarını belirterek yorumlamak lazım. O bakımdan oyuncuyu
oynamak başka bir rolü oynamaktan farklı değil. Tabii aynı
meslekten geldiğimiz için çok iyi anlayabildiğim yanları
var. Tuzaktan çok bana kolaylıklar sağladı. Bu oyunda benim
en çok dikkatimi çeken, oyuncunun bütün bir yaşam boyunca
sınav vermek zorunda olması. Hepimiz hayatımızda sınav
veriyoruz. Bu adam çok ünlü bir oyuncu olmasına rağmen yedi
yıl gibi bir süre ara verdikten sonra sahneye dönmek istiyor
ve sınav verip kendini kanıtlaması gerekiyor. Ben bunu kendi
yaşamımda sürekli yaşıyorum. Her oyunda her gece seyirci
karşısında bir sınav verdiğimi düşünüyorum.
Oyun, sanatın tüm özgürlük kışkırtmalarına rağmen
tiyatroda belli bir disiplini kabullenmenin ve oyuncunun da
dehaya boyun eğememesinin gerekliliğine işaret ediyor...
Bu, oyunun can alıcı temalarından biri. Sanatta özgürlük
nereye kadar? Deha ve delilik birbirine çok yakın. Akıl
hastalığı ile sanat... 'Eğer şizofreni olmasa sanat,
keşifler olmazdı' diye bir söz var program dergisinde. Pek
çok sanatçı deliliğin kenarında dolaşmaz mı? Birinin olaya
başka bir yerinden başka türlü bakması. Ayrı bir dünyada
olduğu için farklı bakıyor. Onun için de sanatçı
olabiliyor. Başka kimsenin yazamadığı gibi şiir yazıyor.
Sanatçı çok sıradan değil. Bu çok önemli noktayı
konuşmak istemiyorum, isteyen gelsin görsün.
'Oyuncu' (Ben Feuerbach) 19 Ocak'ta saat 20.30'da Muammer Karaca
Tiyatrosu'nda görülebilir. Tel: 252 59 35