|
|
|
Özel
tiyatroların bu derdini dile getirenlerden oyuncu Hadi
Çaman, 60’lı yıllarda İstanbul’un nüfusunun yeni
“milyon” olduğu günlerde, her gece 40 tiyatronun
perde açıp dolu salonlara oynadığını hatırlatarak,
bugün 15 milyonluk kentte sayıları 20’yi bile
bulmayan tiyatroların yaşam savaşı verdiğini
kaydetti.
Çaman, şunları söyledi: “Bu durumun
devletimizi çok fazla ilgilendirmediği aritmetik olarak
ortada. Genel bütçede kültüre ayrılan oran binde
2.6. Bu yıl özel tiyatrolara yani bizlere ayrılan
rakam ise 244 milyar lira. Ödenekli tiyatrolarla
aramızdaki uçurum ise dehşet verici boyutlarda.
Maliyeti 20-30 milyon liraya varan bir koltuğu 2 milyon
liraya pazarlayan bir kurumla, en az 7-8 milyon liraya
oynamak zorunda kalan bir özel tiyatro nasıl
yarışabilir? İşte tüm bu nedenlerle, özel ve
özgür olan bizlerin maddi ve manevi önemli desteğe
ihtiyacımız var. Böyle bir ortam yaratılmazsa teker
teker değil, üçer beşer yok olup gideceğiz,
gidiyoruz.”
MÜMTAZ SEVİNÇ
Düşün Sahnesi adlı tiyatro ekibini yeni
kuran Mümtaz Sevinç de özel ve ödenekli tiyatroları
rakip olarak görmek istemediğini, ancak ekonomik
koşulların izleyiciyi etkilediğini belirtti. Sevinç,
“Ülkemizde maalesef tiyatro izleyicisi olacak kesim
1980’den sonra enflasyon karşısında zor durumda. Bu
da tabii ki tiyatroyu etkilemektedir” dedi.
Devletin sanatı sübvanse etmesini normal
bulduğunu, ancak ödenekli tiyatroların da bu
ayrıcalıklarını özel tiyatroların
karşılayamayacağı büyük prodüksiyonları
izleyiciye sunarak kullanmaları gerektiğini anlatan
Sevinç, şunları kaydetti: “Ben Düşün Sahnesi’ni
kurdum. Kültür Bakanlığı’na dosyalar yolladık,
destek için... En azından salon kalıcı bir şeydir
salon sağlayarak destek olabilirler. Ama yardımlarını
alamadık. Orada da bir çifte standart var. Ödenekli ve
özel tiyatroları karşı karşıya da göstermek
istemiyorum. Zaten bir avuç insanız. Devlet
Tiyatroları sanatçıları da çok az maaşlarla
çalışmakta... Ancak maalesef Kültür Bakanlığı
bütçesi genel bütçe içinde binde bir bile değil.
Türkiye’nin genel tablosu içinde özel tiyatrolar da
ödenekli tiyatrolar da bundan nasibini alıyor.”
ALİ POYRAZOĞLU
Ali Poyrazoğlu ise iyi tiyatronun her zaman
alıcısı olduğunu, bu nedenle kendi izleyicisini bilet
fiyatlarının etkilemediğini, belirtti. Poyrazoğlu,
şöyle devam etti: “Ama o oyunları görmek isteyip de
göremeyen seyirciler olduğunu biliyorum. Memlekette
büyük bir ekonomik bunalım olduğu için bir haksız
rekabet de olduğunu biliyorum. Arada bir adaletsizlik
var tabii ki ve bu yeni başlayan özel tiyatroları
etkiliyordur. Bu, özel tiyatrolar için devlet
yardımının gerçek bir rakama çıkarılmasıyla
aşılabilir belki.”
ÖDENEKLİ TİYATRO
CEPHESİ
Ödenekli tiyatrolardan İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel
Müdürü Abdullah Kaplan ise ödenekli tiyatrolarla,
özel tiyatrolar arasında bir rekabet bulunmadığını
savundu. Kaplan, şunları söyledi: “Ödenekli
tiyatrolar, kendilerine tahsis edilen imkanlarla tiyatro
yapan kurumlar. Özel tiyatrolara Bakanlıktan belli
ölçüde dağıtılan kaynak var, ama bu kaynağın,
onların tiyatro yapmalarına yetmediğini hepimiz
bilmekteyiz. Daha çok bilet gelirlerine dayanarak
tiyatro yapma mecburiyetleri var. Bu da sıkıntı onlar
açısından tabii ki... Arada bir rekabet de söz konusu
değil özel tiyatrolarla bizim aramızda... Tam tersine
biz özel tiyatrolara her talep ettiklerinde hem
yönetmen, hem oyuncu, hem de diğer teknik eleman
taleplerine olumlu cevap verdik. Bunu da bir katkı
olarak düşünüyoruz.
Biz özel tiyatroların fiyatlarının farklı
olmasını çok doğal karşılıyoruz. Çünkü bizim
yaşamak için bilet satmaya ihtiyacımız yok. Tam bilet
fiyatımız 3, indirimli fiyatımız 2 milyon lira...
Tabii ki özel tiyatrolar bu fiyata tiyatro
yapamazlar.”
|