Eleştiri
İ.B.Ş.T. TAL

Gösteriyi 8 karım 2000 ' de İ.S.M 'de izledik.Bu tür deneysel çalışmaları,performansları izlemeden önce nedense aklımız hep Anton Çekhov'un "Martı" oyunundaki Treplev'in yaptığı deneysel oyun gelir.Treplev,çağının tiyatrosunu yeterli bulmayan ama yaptığı deneysel (tiyatro) ile de seçerek bir tiyatroyu bir türlü yaratamayan bohev hüzünlü sanatçı arketipidir benim için.Uyumlama'dan çıkarken bu düşüncemin ne denli önyargı içerdiğini düşünerek kendimden utandım.
Sahnede "n" harfi şeklinde,eni iki,boyu beş-altı metre cıvarında demir bir konsüktrüsyon...Eşofman benzeri bol ve rahat giysili biri bayan diğeri erkek,yüzleri seyirciye değil de duvara dönük olduğu halde barfiks çeker gibi tepelerindeki boruya sıçrıyorlar ve gösteri başlıyor.Bir süre asılı kalıyor,her tekrarlanışta nefes sesi ile görilim artıyor.Kendinizi onların yerine koyup kaç defa aynı hareketi başarı ile yapabileceğinizi aklınızdan geçirirken onlar bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile hareketlerine adeta ritmik cimnastikte artistik zorunlu hareketler gibi devam ediyorlar.Onlar asılı durdukları anda gerildikçe sizde yerinizde geriliyorsunuz.Bedenlerini böylesine eğitebilmiş olmalarına hayranlık duyuyorsunuz.
İkinci çalışmada iki bayan dansçı-oyuncu benzer bir yeteneklikle performanslarına başlıyorlar.Onlar da "n" şeklindeki konsüktrüsyonun sağ yanında yerlerini alıyorlar.Biri eğiliyor,diğeri onun sırtına basarak yukarı sıçrıyor,elleri ile tepedeki boruyu tutarken bacaklarını da duvara dayıyor.Bu haliyle o, bir trabzana ellerini dayamış dikey bir fotoğrafın yn çevrilerek bakıldığında yatay durduğu halde düşmeyen bir figür olarak adeta tavana açılı duruyor.
Bir süre öylece kaldıktan sonra aşağıda ellerini iki yana açmış olan partnerinin kucağına düşüyor.İkisi birlikte yerde yuvarlanıyor ve tekrar ilk pozisyonu alarak aynı çalışmayı defalarca tekrarlıyorlar.Her seferinde nefes ve asılı kalma hali uzayarak - ya da değil de canı ile oynayan iki ip cambazının gerilim yüklü gösterisini izliyoruz.
Üçüncü ve son gösteri ise gerçek bir performans, yaratıcı ve çok çağrışımlı yalınlığı ile göz dolduran çok ilginç bir gösteri idi.Biri bayan,diğeri erkek iki oyuncu yerde taban tabana vermiş sırtüstü yatıyor.İkisinin arasında buzdolabından bozma dikdörtgen bir kutu.Ve o kutu iki oyuncunun arasında ayakları ile,evet elleri arasında değil ayakları arasında gidip geliyor.Denge ögesi olan kutu bir ibre gibi bir birinin,bir diğerinin üzerine olanca ağırlığı ile devriliyorb ve üzerine devrilen dev kutuyu geldiği yana yolluyor.Bir süre sonra aynı hareketi oyuncular 180 derece sahneyi dönerek katediyorlar.Daha sonra dev kutu yetmiyormuş gibi üstüne üstlük kutunun üzerine bir de partneri çıkarak hareket geliştiriliyor.Kutunun üstüne çıkan oyuncu sırtı kutuda , ayakları sıtüstü takla atma pozisyonunda bir an donuyor sonra ağır çekim kutudan aşağı sarkıyor ve yüreğimiz ağzımıza gelirken pat diye zemine düşüyor.Bedenleri üzerindeki hakimiyete,dikkat ve özenlrine ,performanslarına, kırılma,kopma .ayrılma ve yeniden birleşme anlarındaki dramatik çağrışımlarının zenginliğine hayran kalıyor ve.
Beklan Algan, yıllar önce bir dersinde Stanislawskky'nin öğrencileri Meyerhold ve Vaktangov'un sadece sanatçılar için yaptıkları çok özle deneysel oyun-performans-gösteri-çalışmalardan söz etmişti.Uyumlama sanatçı ve tiyatrocuların perspektiflerini geliştirmeleri için yurtdışında bile zor bulabilecekleri bir gösteri.

Bravo TAL,Bravo Mustafa Kaplan.
Savaş Aykılıç