ENVER GÖKÇE

   
 

Ah Len Ah
Üşürülmüş
Yılan
Dilli
Bir
Hançerdi
Kardeşim
Yüreğime
Göğsüme
Kollarıma
"Bir
Dönüm
Mülk
Kan
Değerdi
Bizim
Buralarda
Kebanda
Ezirganda
Al
Sizin
Olsun
Helal.
Benden"
Sırtımda
Alacalı
Mintan
Boynumda
Yazma
Afilli
Kasketim
Düşmüş
Yere
Ayağımda
Kara
Kabar
Ayağımda
Soğuk
Kuyu
Lastiği
Boynu
Buruk
Kalmışım
Böyle
Ah
Len
Ah.

Fakültenin Önü

 
 


Fakültenin yanı demirden köprü
Fakültenin önü bir sıra kavaktı
Biz bir garip yiğit kşiydik
Bütün hürriyetler bizden uzaktı

Faşistler camlara yürüdüler
Kürsüleri kırdolar, höykürd|ler
Tiğ teber şahı merdan
"Tanrı Dağı kadar Türktü bunlar
Hira Dağı kadar müslüman."
Ve de kanlı bıçaklı düşman
........................
........................
Gökler ışıyordu yer yer
Ortalık ala şafaktı.

 
Görüş Günü  
Bugün görüş günümüz
Dost kardeş bir arada
Telden tele
Mendil salla el salla
Merhaba !

İzin olsun hapisane içinde
Seni
Senden sormalara doyamam
Yarım döner cıgaranın ateşi
Gitme dayanamam


 
 
 

Meri Kekliğim
Bir
Elde
Çatal
Bir
Elde
Dehre
Dalar
Dikenlerin
Kengerlerin
Peşinde
Kaderimmiş
Söğerim
Oy
Merı
Kekliğim
Yeter
Çektiğim

Dut
Kurusu
Süpürge
Tohumu
Yediğimiz
Ve
Bir
Godik
Arpa
İçin
Sivas
Kapılarından
Geri
Çevrildiğimiz
Günleri
Defledik
Meri Kekliğim
Yeter
Çektiğim

Yol
Parası
Veremedim
Diye
Şu
Dağları
Bana
Açtırdılar
Şu
Yolları
Bana
Hacizlere
Gitti
Suna
Gibi
Keçim
İneğim
Meri
Kekliğim

Kore
Dağlarında
Tabakam
Kaldı
Mapus
Damlarında
Özgürlüğüm
Hey
Meri
Kekliğim
Yeter
Çektiğin

 
 
   
 

Turan Emeksiz
Bir yürüyüş eylediler sabahtan
Ilgıt ılgıt kan gider loy loy!
Dayan dizlerim dayan!
Ağla gözlerim ağla!
Namlu puşt olmuş, atayağı puşt.
Yine düşman elindeydi vatan
Bir oğul çıktı Malatya'dan:
Anası Yılmaz çağırırdı
Haram süt emmemişti anadan.
Ve Beyazıt derler bir büyük alan
Düşman sarmıştı sağı solu
Düşman çok, cephane yoktu.
Yetişmemişti daha Cemal Paşa kolu
Amandı el aman!
Tank paletleriydi alanda dönen
Kusan namlularda, kalleş ölümcül
Ve vuran ve kıran ve haykıran
Malatyalı şöyle baktı bir
Ana baba günüydü herhal
Her yönde toz duman!
Vay anam vay!
Bu belalı başınan
Kime ne diyem
Kime ne diyem
Nerelere gidem
Ya derdime derman
Ya katlime ferman!
Başı daralınca Yılmaz'ın
Baktı atacak taşı yoktu
Baktı eli durmuş, ayağı durmuştu
Vurulmuştu.
Çıkardı yüreğini kan içinde
Çarptı kötünün kafasına
Hay bu nasıl devran?
28
Nisandı
Yavri
Hey!
Ham
Meyveyi
Kopardılar
Dalından.