.............................................................'Yaşam da bir yolculuk'


Ozan Güven gerçek hayatta da bir 'Almancı' çocuğu. 'İkinci Bahar'ın genç yıldızının oyunculuk serüveni, okulda matematikten aldığı kırık notlarla başlamış.

ATV'nin sevilen dizisi İkinci Bahar'da, Hanım'ın (Türkân Şoray) asi oğlu Ulaş olarak tanıdığımız Ozan Güven, Ali Özgentürk'ün yeni filmi Balalayka ile bu kez beyazperdede kendisine yer arıyor. Ozan, daha önce TRT'de yayınlanan 'Çiçeği Büyütmek' adlı dizide önemli bir rol almıştı, ancak yaygın bir üne kavuşmasını 'her bölümü sinema filmi gibi çekiliyor' dediği İkinci Bahar'a borçlu. Bu ün, cuma günü gösterime girecek olan Balalayka'yla perçinlenecek.

Almanya'da dünyaya gelen ve yedi yaşına kadar orada yaşayan Ozan, oyuncu olmaya çok küçükken, matematik derslerinden kırık not almaya başladığı günlerde karar vermiş. Matematikle oyunculuk arasında nasıl bir 'denklem' olduğu sorusu akla gelebilir. Ozan şöyle düşünmüş: "Matematiğin gerekmediği bir iş lazım bana. Oyunculuk? Evet oyuncu olmalıyım!"

İlkokul çağına geldiğinde ailesi 'anavatan'a dönmeye karar vermiş; İzmir'e taşınmışlar. Bir gün İzmir gazeteleri "12 yaşındaki Ozan'ın" gol kralı oluşunu yazmış. Ama onun aklı gol krallığında değil, 'Kral Lear' olmaktaymış. Küçükyalı Belediye Konservatuar'ına yazılmış. Üç yıllık tiyatro eğitiminin ardından Güven ailesine yeniden göç yolları görünmüş; bu kez istikâmet İstanbul.

'Kırk fırın ekmek yemeliyim'

Bir gün, bir gazetede Tiyatro Mie'nin ilânını görmüş ve bütün hayatı değişmiş. Başvurusu kabul edilmiş; ilk olarak bir çocuk oyununda rol vermişler. Ardından reklam filmleri gelmiş. Şahika Tekand'ın stüdyosunda tiyatro dersleri almaya başlamış. Tekand'ın önerisiyle Mimar Sinan Üniversitesi'nde modern dans eğitimi almaya karar vermiş. Ozan Güven, Balalayka'da Uğur Yücel ve Cem Davran'ın küçük kardeşi Mehmet'i canlandırıyor. Balalayka bir yolculuk filmi. Öykü, puslu bir Batum sabahında, İstanbul'a doğru yola çıkmış külüstür bir otobüste başlıyor. Rus kadınlarla dolu otobüsün üç de Türk erkek yolcusu var: Babalarının vasiyetini yerine getirmek için yıllar sonra ilk kez biraraya gelmiş üç kardeş. Babasıyla yaşayan ve hayata onun gözlükleriyle bakan Necati (Uğur Yücel), maceraperest gemici Hasan (Cem Davran) ve annesiyle Almanya'da yaşayan Mehmet, ilginç bir üçlü oluşturuyor. Farklı karakterlerin ve hayatların aynı otobüs yolculuğunda buluşması otobüsün içinde yepyeni bir dünya yaratıyor: Yeni sorular, yeni aşklar, yeni arzular ve yüzleşme!

Kendisi de bir 'Almancı' çocuğu olan Ozan'a, Mehmet'i oynarken neler hissettiğini soruyoruz. "Bana çok yakındı" diyor. "En az benim kadar şaşkaloz. Çünkü böyle insanlar kendilerini hiçbir yere ait hissedemezler. Ben ne tam anlamıyla Türküm ne de Alman. Mehmet de öyle." Balalayka'nın konusunun bir otobüs yolculuğunda geçiyor olmasının, filmi hayata çok yaklaştırdığını düşünüyor. Çünkü Ozan dünyayı otobüse, yaşamı da yolculuğa benzetiyor: "Birileri iniyor, birileri biniyor, kimi ayakkabısını çıkarıyor, kimi omzunuzda uyuyor. Bazen zamanından önce iniyorsunuz, bazen de durağı kaçırıyorsunuz" diyor.

Filmde baş kadın kahramanları canlandıran Yekaterina Rednikova ve Alla Juganova'nın 'inanılmaz' bir performans sergilediğini söylüyor Ozan Güven. Kendi oyunculuğunu pek beğenmemiş. Daha kırk fırın ekmek yemesinin gerektiğini söylüyor. Tüm Balalayka ekibinin büyük bir özveriyle filmi kotardığını vurguluyor. Filmde hayata dair pek çok şey olduğunu düşünüyor: "Umarım bu şeyler insanların bir yerlerine dokunur, bir elektrik akımı gibi değer geçer."

"Filmi Kemal Sunal için yaptık"

Balalayka'dan söz ederken, bu filmin çekimleri sırasında yaşamını yitiren Kemal Sunal'ı hatırlamamak mümkün mü? "Başımıza gelebilecek en kötü şeydi" diyor Ozan Güven. "Benim ilk sinema filmimdi ve bu filmde Kemal Sunal gibi bir efsaneyle birlikte rol alacaktım. Abimizi kaybettik. Hepimiz, bu film artık yapılamaz diye düşünüyorduk. Gül Sunal geldi, 'Bu filmi çekeceksiniz' dedi. Çekimlere başladık. İnanılmaz zor oldu. Bazen "Tanrı bizi bu sette unuttu" diye düşünüyorduk." Ozan tüm ekibin "Biz artık başka bir film yapıyoruz ama Kemal Sunal için yapıyoruz" ruh hali içinde olduğunu söylüyor. Ali Özgentürk'ün filmin galasında söylediği sözler bu ruh halini özetliyor: "İki Balalayka var: Birincisi Kemal Sunal öldüğünde bitti. Birazdan izleyeceğiniz, ikinci Balalayka".

'İkinci Bahar okulu' bitiyor

Ozan Güven TRT'de yayınlanan 'Çiçeği Büyütmek' adlı dizide oynarken Uğur Yücel'den gelen bir telefon Ozan'a 'İkinci Bahar' yolunu açmış. Dizinin ilk yönetmeni Uğur Yücel, bütün oyunculara canlandıracakları karakterleri dağıtmış, sıra Ozan'a geldiğinde ise "Sen bu dizide olacaksın ama kimi oynayacağını bilmiyorum" demiş. Uzunca bir süre Güven'in kimi oynayacağına karar verilememiş. Sonra Hanım'ın oğlu Ulaş rolünde karar kılınmış. Ozan, İkinci Bahar'ın, hayatında her zaman önemli bir yer tutacağını düşünüyor. Türkân Şoray ve Şener Şen'in setteki tavırları, alçakgönüllülükleri sadece Ozan'ı değil tüm genç oyuncuları etkilemiş. "İkinci Bahar'da oynamasaydım Ulaş'ı çok kıskanırdım" diyor: "İkinci Bahar bizim için okul gibiydi, şimdi dizi bitiyor ama bana okul bitiyormuş gibi geliyor".