Bu Ayki Röportajımız Sayfasının Konuğu AST'tan ayrılarak 25 yıl sonra İstanbul'a yerleşen oyuncu Altan Erkekli.

D

Dile kolay ... Tam 25 yıldır soluk soluğa, hiç yılmadan, bıkmadan büyük bir coşkuyla sürdürülen bir tiyatro serüveni. Hem de aynı çatı altında: Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST). "Her şeyi, dünya görüşümü, insan sevgisini, oyunculuk bilgimi AST'ta öğrendim." diyor Altan Erkekli. Tiyatro eğitimi için gittiği Ankara'dan 25 yıl boyunca ayrılamayan Erkekli, artık oyunculuk serüvenine Beşiktaş Kültür Merkezi Oyuncuları'yla (BKM) devam edecek. Şimdiye kadar AST'ın 60 oyununda görev alan deneyimli oyuncu, son yıllarda tiyatronun seyirci yitirmeye başladığını vurgularken, BKM'ye geçişini, aynı trende kompartman değiştirmeye benziyor.Altan Erkekli ile AST, BKM, Vizontele, tiyatro ve yeni macerası sinemayı konuştuk.

Bu güzel röportajı zevkle okuyacağınızı umuyoruz.

 

-Tiyatroya nasıl başladınız?

1975 yılında tiyatro eğitimi görmek için Ankara'ya gittim. Aynı yıl Ankara Sanat Tiyatrosu'nda profesyonel olarak tiyatroya başladım. Ankara'ya ayak bastığım gün, 'Bu şehirde bir saat bile kalamam' diyordum ama tam 25 yıl ayrılamadım. Bu güne kadar öğrendiğim her şeyi AST'a borçluyum: Dünya görüşümü, insan sevgisini...1963 yılındas kurulan AST, Türkiye'nin kesintisiz tiyatro yapan tek özel tiyatrosu. Hayatı bir maraton koşusu gib gören, ucuz kahramanlıklardan kaçınan ve bu toprakların yetiştirdiği tüm yazarlara perdesini açan bir tiyatro.

-AST'tan niye ayrıldınız?

AST'tan ayrılmam söz konusu değil ben yüreğimle, beynimle oranın bir parçasıyım. Sadece aynı vagonda kompartıman değiştirdim diyebilirim. BKM ve AST, aynı vagonda giden değişik kompartımanlarda değişik karakterlerin olduğu tiyatrolar.

-BKM'ye geçişiniz nasıl oldu?

Yılmaz Erdoğan beni Ankara'da izlemiş. Vizontele'de rol teklif etti. 'Bu rolü senden başka oynayacak kimse yok' dedi. Tekliften sekiz saat sonra senaryo elimdeydi.

-Vizontele'deki rolünüzü anlatır mısınız?

Yılmaz Erdoğan'ın dedesini oynuyorum. Konunu geçtiği beldenin belediye başkanıyım. Çocukları ve eşiyle pek sıcak ilişkileri olmayan, namuslu bir bürokratım filmde. Olanakları çok kısıtlı, teknolojinin çok uzağındaki bir köye televizyon getirebilmek için muhalifleriyle, çevresiyle, bürokrasiyle mücadele eden bir adam.

-Film çekimlerinden aklınızda kalan en güzel resim nedir?

Van'ın Gevaş ilçesinde büyük bir plato kuruldu. Gevaş halkının ilgi odağıydık. Van'dan Hakkari'den Muş'tan gelip filmde oynadılar. Çekim bitip, ayrılık vakti geldiğinde hepsi çok hüzünlendi, ağlayanlar oldu. O kadar sıcak bir ortamda çalıştık ki Almanya'dan Van'a evlenmek için gelen damat bizim film çekimini etkileyecek diye, düğününü ertelemeyi teklif etti.

-Bir Demet Tiyatro'da da oynuyorsunuz. Bu oyundaki rölünüz nedir?

İki rolüm var. Biri, Çıtır Ailesinin yeni taşındıkları apartmanın yöneticisi, diğeri ise mahallede her şeyle ilgilenen emekli , Beşiktaş taraftarı, meraklı Hakkı Bey.

 

Altan Bey'e röportaj için teşekkür ediyor, sanat yaşamında başarılar diliyoruz.

 

İİiiiiii