........................................Eski Dönem Tiyatroları - 1
Eski Yunan Tiyatrosu

Eski Yunan’da tiyatro, şarap tanrısı Dionysos’u kutsamak için düzenlenen şenliklerle başladı. Oyunlar yalnızca kutsal amaçlarla oynanır, tiyatro neredeyse tapınak kadar kutsal sayılırdı. Dionysos şenliklerinde erkekler korosu tanrıyı öven ilahiler söylerdi. İÖ 6. Yüzyılda Atinalı şair Thespis korobaşıyla karşılıklı konuşmaya girerek tarihteki ilk oyuncu olmuştu.

Eski Yunan tiyatrosunun altın çağı Aiskhylos’un (İÖ 525-456) trajedileriyle başladı. Bunların çoğu birer üçleme oluşturur. Üçlemedeki her oyun kendi başına bir bütün olmakla birlikte öbür iki oyunla aynı konuyu işler.

İlk olarak Aiskhylos’un oyunlarında oyuncular boyalı maskelerden yararlandılar. Daha sonra yazılan oyunlarda ise maske oyunun bir parçası oldu. Maskeyi yüzünün önünde tutan oyuncu başka bir karakteri canlandıracağı zaman maskesini değiştirirdi. Oyunlar çok büyük açık hava tiyatrolarında oynandığı için bu maskeler herkesin görebileceği kadar büyük yapılırdı.

Eski Yunan oyunları, Sofokles’in (İÖ 496-406) trajedileriyle teknik yetkinliğe ulaştı. Sofokles’in o zamandan bu yana pek ulaşılamayan düzeyde bir denge ve güzelliğe sahip olan oyunları şiirsel bakımdan birer başyapıt niteliğindedir. Sofokles oyunlarında dekor kullanılan ilk tiyatro yazarıydı. Eski Yunan trajedisinin üçüncü büyük yazarı ise Oripides’tir (İÖ 484-406). Aiskhylos, Sofokles ve Opripides konularını Yunan mitolojisinden alan oyunlar yazdılar. Bu üç yazar, sonradan Aristo’nun Poetika adlı yapıtında belirlediği kurallara uygun oyunlar yazdılar. Bu kurallardan biri zaman, yer ve eylemde birlikti; yani, oyunlardaki olay örgüsünün aynı yerde ve bir günde geçen tek bir olay ya da birbirine bağlı zincirleme olaylar dizisinden oluşması kuralı geçerliydi. Eski Yunan komedisinin en tanınmış yazarı ise oyunlarında dönemin siyaset adamlarının ve düşünürlerinin yanlış tutumlarını alaya alan Aristofanes’tir (İÖ 448-380).

Eski Roma Tiyatrosu

Eski Yunan uygarlığının çökmesiyle gerileyen tiyatro sanatı Roma İmparatorluğu döneminde canlandırıldı. Yunan oyunlarına öykünülerek kaleme alınan bu oyunlar hiçbir zaman eski yetkinlik düzeyine ulaşamadı. Sıradan Romalılar trajediden çok komedi yazarlarından en tanınanları Plautus (İÖ yaklaşık 254-184) ile Publius Terentius’tur (İÖ yaklaşık 186-159). Yunan komedisini Roma toplumuna uyarlanan bu yazarlar düzeyli oyunlar kaleme aldılar. Gene de, Roma komedileri giderek yozlaştı ve kaba temsillere dönüştü. Romalılar trajedi sevmediği için, Lucius Annaeus Seneca’nın (İÖ yaklaşık 4-İS 65) yazdığı büyük trajediler yaşadığı dönemde hiç sahnelenmedi. Ama yapıtları daha sonra ki klasik trajedilere model oluşturdu.

Dinsel Oyunlar

Roma’da oynanan kaba saba oyunlardan dehşete kapılan kilise tüm Roma İmparatorluğu’ndaki tiyatroları kapattırdı.

Ortaçağda tiyatro sanatı büyük ölçüde geriledi. Oysa bu sırada, kilise ayinlerinden türeyen yeni bir oyun türü gelişmeye başladı. Konularını Kutsal Kitap’taki öykülerden yada azizlerin yaşamlarından alan ve çoğunlukla kiliselerde oynanan bu oyunlara mucize oyunu deniyordu. 15. yüzyılda Rönesans’ın başlamasıyla tiyatro sanatı da canlandı. O zamandan bu yana tiyatro sanatı Avrupa’da, daha sonra da ABD’de gelişti ve çağdaş tiyatroya dönüştü.

Eski İtalyan Tiyatrosu

Tiyatro sanatının dinsel oyunlardan başlayarak eski canlılığına kavuştuğu ilk Avrupa ülkesi İtalya oldu. Duygu ve düşünceleri dans ve müzik eşliğinde, mimik ve davranışlarla canlandırma sanatı olan pandomim de İtalya’da gelişti. 16, yüzyılda ortaya çıkan commedia dell’arte adlı İtalyan halk tiyatrosu, belirli değişmez tiplerin yer aldığı, oyuncuların maskeler kullanarak doğaçlamadan oynadıkları oyunlar sahneleniyordu. Kukla gösterileri de İtalyan kökenlidir. 18. yüzyıl boyunca İtalya’da trajedi ve tarihsel oyun türleri de gelişme gösterdi.

İlk dönemi İtalyan oyun yazarı 18, yüzyılın ortasında birçok komedi kaleme alan Carlo Goldoni’dir (1707-93), 20, yüzyılda Gabriele d’Annuzio’nun (1863-19378) güçlü bir şiirsellik içeren oyunları ve Luigi Pirandello’nun (1867-1936) psikolojik temalara ağırlık veren oyunları dünya çapında tanındı. İtalya’nın en büyük oyun yazarı sayılan Pirandello 1934’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Bir sonraki yazımda eski dönem tiyatrolarını sizlere aktarmaya devam edeceğim.