........................................... Yarın Onun Doğumgünü!


...............................
Yarın 72 yaşına girecekti, beş yıl önce kansere yenik düşmemiş olsaydı. İnsanları geçmişleriyle, suçlarıyla yüzleştiren Heiner Müller'in oyunları, sosyalist sistemi eleştirdiği için, yaşadığı Doğu Almanya'da yasaklanmış, yazarlar birliğinden çıkarılmasına neden olmuştu.

Batı tarafından keşfedildikten sonra da Doğu Alman istihbarat teşkilatı STASİ ile işbirliği yapmakla suçlanmıştı. İki sisteme de yaranamadı, ama elinden düşürmediği viskisi ve purosunun epeyce kısalttığı hayatı boyunca yazdığı oyunlarla tiyatro dünyasında hak ettiği yeri almayı başardı.

İstanbul Tiyatro Festivali'ne katılan "Quartett" ve "Prometheus"la, onun oyun yazarlığını, "Arturo Ui'nin Önlenebilir Yükselişi"yle yönetmenlikteki başarısını da alkışladık.

İhanet, uzlaşma ve ölümdü onu ilgilendiren. "Baba" adlı öyküsünde anlatır ilk ihanetini: "31 Aralık 1933'te sabaha karşı dörtte Sosyal Demokrat Parti üyesi olan babam yatağından kaldırılarak tutuklandı. Uyanmıştım. Gökyüzü simsiyahtı, ayak sesleri ve konuşmalar duydum. Usulca kapıya gittim ve adamlardan birinin babamı tokatladığını gördüm... Korkarak yatağıma döndüm ve battaniyeyi yüzüme çektim... Babam kapıda duruyordu, arkasında kahverengi üniformalı askerler. Yavaşça seslendi bana. Cevap vermedim. 'Uyuyor' dedi. Kapı kapandı ve onu götürdüler."

Şehir Tiyatrosu yapımı "Misyon", Müller tiyatrosuyla tanışmak isteyenlere iyi bir fırsat. Paul Plamper'in sahnelediği oyun, ülkemizde sahnelenen ilk oyunu oluşu ve başarılı rejisiyle izlenmeyi hak ediyor.